Edip Cansever şiirleri – En güzel ve kısa 15 şiiri

25.05.2023
109
Edip Cansever şiirleri – En güzel ve kısa 15 şiiri

Edip Cansever’in en güzel ve kısa şiirleri

8 Ağustos 1928 senesinde İstanbul’da dünyaya gelen ozan, 57 yaşlarında 28 Mayıs 1986’da İstanbul’da öldü. Toplam 17 şiir kitabı bulunan şairin ilk şiir kitabı “İkindi Üzeri” 1947’de gösterildi. Edip Cansever şiir anlayışı olarak İkinci Yeni akım temsilcileri arasındadır. Genel hatlarıyla şiirlerinde yaşama luğu, buhran, yalnızlık, umutsuzluk, sevgi ve aşk benzer biçimde mevzuları işlemiştir. Edip Cansever’in en oldukça okunan şiirleri içinde “Masa Da Masaymış Ha” en sevilen eserlerinin başını çekmektedir. “Yerçekimli Karanfil” ve “Akşam” öteki mühim eserleri olarak kabul edilir. Bu yazımız içinde Edip Cansever’in en kısa şiirleri de dahil olmak suretiyle en güzel 15 şiirini hazırladık.

Edip Cansever şiirleri;

1. Masa Da Masaymış Ha

Erkek yaşama luğu içerisinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Erkek masaya
Aklında meydana gelenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Erkek masaya onları da koydu
Üç kez üç dokuz ederdi
Erkek koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı sema yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.

Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Erkek ha babam koyuyordu.

Edip Cansever şiirleri 1

2. Yerçekimli Karanfil

Biliyor musun yavaş yavaş yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örnek olarak rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor benzer biçimde
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak iyi mi, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sükunet içinde.

Edip Cansever şiirleri 2

3. Sonrası Kalır

On kalır benden geriye dokuzdan önceki on
Dokuz değil on kalır
On çiçek, on güneş, on haziran
On eylül, on haziran..
On erkek kalır benden, onu da
Bal benzer biçimde parlayan, kekik benzer biçimde bunalan
On erkek kalır.

Ne kalır ne kalır
Tuz benzer biçimde susayan, nane benzer biçimde yayılan
Dokuzu unutulmuş on yüz mü kalır
Onu da unutulmuş bir şiir bir ihtimal kalır
On çizik, on çentik, on dudak izi
Bir çay bardağında on dudak izi
Aşklardan sevgilerden
Suya yeni indirilmiş bir kayık benzer biçimde
Akıp geçmişsem, gidip gelmişsem
Bir de bu kalır.

Ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır
Aslolan bu kalır.

On yerde erkek geçse geçmese
Dağlardan tepelerden inen bir düzlüktüm,
anlaşılır.

Bknz:   Yaşlanmayı durduran yiyecekler!

Akşam olur, bir günden dibe çökerim
Su içer, dibe çökerim
İyimser bir duvarcıyım, her gün bir tuğla
düşürürüm elimden
Bu nedenle gecikirim
Size bu sorun kalır.

Ne kalır

Kahvelerde kalınca kalınca kayısı vakti
Dişleri kesmeyenin minimum kayısı vakti
Dişleri asla kesmeyenden
Gün geçer, kendi kalır
Kahvelerde kayısı.

Gezginim, aleni denizlerden yanayım
Birazcık da Akdenizliyim, bu işte bu şekilde kalır
Akdenizli hepimiz konuşur duyarlığını
Başka ne kalır
Hepimiz ki bir konuşuruz geriye on şey kalır.

Ben buyum, dersin, dost
Sevgilim, ben buyum
Yüreğim vurgun, dişlerim altın
Ceketim sol omzumda
Süre süre incelen süre.

Edip Cansever şiirleri 3

4. Gözleri

Sanki hiç bir şey uyaramaz
İçimizdeki sessizliği
Ne laf, ne kelime, ne hiç bir şey
Gözleri getirin gözleri.

Başka değil, anlaşıyoruz böylece
Yaprağın daha bir yaprağa değdiği
O denli yakın, o denli uysal
Elleri getirin elleri
Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk
Birleşip salıverelim iki tek gölgeyi.

Edip Cansever şiirleri 4

5. O Mavilik Derdi

Beni uykudan uyandırır uyandırmaz
Dünyanın tüm huyları yüzünde
Ben bunlardan birini seviyorum en oldukça
Sana bir nar kesip uzatıyor ya tabiat
Tutsam tanelerini
Sevincin gözyaşları derdim buna.

Bir müddet bakışıyoruz karşılıklı
Ben uykudan uyanır uyanmaz
Benimle şiir gibidir bu
Tam karşımda fakat yazılmamış
Durmadan bileniyor kafamda.

Seni unutarak baktığımda bile
Dünyanın her yerlerinden geçiyorsun
Yayılıyorsun kalabalıklara
Bir tek yayılmak mı
Aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.

Özlenirsin, alabildiğine varsın da
Daha da var oluyorsun gün günden
Olgun bir meyva benzer biçimde güleceksin zaman içinde
Bir karı da değilsin, bir birey de değilsin
Bir kuş olsa mavilik derdi buna.

Edip Cansever şiirleri 5

6. Sonlanmış oldu O Sevda

Sonlanmış oldu o sevda kesildi çığlıkları martıların
Su benzer biçimde sonlanmış oldu, suya karşıt benzer biçimde sonlanmış oldu
İtti kıyıyı adına deniz dediğimiz şey
Unuttuk biz de her türlü yetinmezliği
Yitirdi kumarda gözlerim
Yitirdi kumarda gözleri.

Bir koru rüzgarlandı göğüs boşluğumuzda sanki
Uzaklaştı ağaçlar birbirlerinden
Yakınlaştı ağaçlar birbirlerine
Kısaca her nefes alıp verişimizde bizim
Bir mekik benzer biçimde kalbin
Bir mekiği benzer biçimde kalbim
İşleyip durdu bu yitikliği yine.

Ne kaldı
Bilincinde mısın bilmiyorum
Gündüzler..
Gündüzler birazcık azaldı.

Edip Cansever şiirleri 6

7. Seni Günlere Böldüm

Seni günlere böldüm, seni aylara
Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
Ve devamlı söyleyeceğim ki beni anla
Bu şekilde eskitilmiş de olsa bu kalbi
Minesi çatlamış bir diş benzer biçimde durduracağım karşında.

Şiirler söylenir, şiirler sonlanır
Hepimiz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

Tüm günler yenileşir her bekleyişte
Ve tüm dünler, tüm geçmişler
Kapını açarsın ki bir de, asla kimseler yok
Biçare, benim sana açınma de hep bu şekilde.

Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
Sonrasında tüm bulutlar hep birden geçti
Anılar, anılar, bir ihtimal tüm bunlar bir kelime.

Bknz:   Kaşlarınızı gürleştirmenin püf noktası!
Edip Cansever şiirleri 7

8. Buz Şeklinde

Aşk iyidir bak
Duyumunu artırır insanoğlunun
Hele don gömlek sabahları
Tıraş olacağını duyarsın
Yeni gömleğini giyeceğin gelir
Bir yeni şekil eklersin insan olacağa
Masaya, merdivene, aynalı dolaba
Derken arkasından sipin işi bir kahvaltı
Amanın dersin bu ne delice gidiş
Paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı
İspinoz düşünür müydü
Çılgın olan kaşınır mıydı
Kolların uzunca Walt Whitman’ı okumaktan
Ağzın desen bir karış aleni
Sokaklar yok mu, o sokaklar
Ilkin bir yeşile işkilli
Evlerde büyümeler, alıp başını gitmeler olacak
Kızıp duracaksın üzerine başına konan toza
Televizyondaki ise
Usanmak, hızını eksiltmek dendi mi
Cin ifrit kesileceksin birden.

Hey gidi duyumuna yandığımın dünyası
Alıp vereceğin olacak ille
Aşk maşk buz benzer biçimde yaşayacaksın.

Edip Cansever şiirleri 8

9. Beyaz Atlar Sulara

Benim yüzümde her şeyler var
Üç dilim ekmek bunlardan biri
Annem bir taşa oturmuş bunlardan biri
Sur dışlarında hafifçe bir eskici olur
Olur ya bir kendil olur birazcık da elleri
İnsan sadece mı buna bir deva düşünmeli.

Dün birazcık ağlamıştım bunlardan biridir şimdi
Oldukça komik bir halde kahveye giriyorum
Sorsam ya kapıdayken gözyaşı girilir mi
Girilmez, girilmez, bunu her mahmut birazcık anlatır
Korkuyla anlatır, yüzünü baygın meblağ anlatır
Kahveci, seni sevmiyorum bunlardan biri.

Bir deniz yandı yine, yansın ne menfaat sanki
İşte horoz öttü yüzümün yarısında
Yüzümde bir horoz var dünyanın biri
Seni sevmek niçin mi, acı ve güzel
Geldikçe geliyorlar ellerinin elleri
Odalar! çıplak masalar! buna bir deva düşünmeli.

Bu da bir şarap olmalı şimdi boşluğu dolduracak
İçince bir korsan ağzıyla içmeli
Eskidir, yorgundur, akyıptır diye yüzler
Bir sinek sinek mi vurunca öldürmeli
Ve sinek oldu muydu hafifçe bir uzaklık olur
Olur ya, hem birazcık dargındır hem birazcık evli
İnsan sevmiş oldu miydi buna bir deva düşünmeli.

Edip Cansever şiirleri 9

10. Hepimiz Bu Şafak Vaktinin

Hepimiz bu şafak vaktinin neresindeyiz
Öyleki bir ümit benzer biçimde gelip geçecek
Yalnızım, yalnızsın, bizlere kim gülümseyecek.

Ve onlar sevdasını söylemeden bir sokağa sapanlar
İçlerinde nane olan bir yerlerden geçecek
Bir soğuk yüreğe oyarak soğukluğu
Veya onlar mı ki akşamlara dek bir bilardo oyuncusu
Biri bir zincirle yahut bir şapka kenarıyla özdeşleşerek
Ansızın kaldırabilir ki eğik boynunu
Ne ivedi
Evet, ne ivedi, akşam oldu mu.

Arklardan yüze yüze geçen anılar
Toplasak, toplasak, neye benzetsek
Kilosu on liradan elmalar tam sıfıra düşecek.

Bir tarafta yokluk içerisinde, bir tarafta
Ey güz, ey o büyük çiçek.

Edip Cansever şiirleri 10

11. Aşkın Radyoaktivitesi

Aşkı duydum mu bir başıma kalıyorum
Kasıklarımı ovuyorum bir güzel
En küçükleri var ya ayak parmaklarımın
İlk peşin onları görüyorum.

Bknz:   Sağlıklı bir cilt için bu bakımları asla ihmal etmeyin!

Bir çelik mavisi damar tam da çenemin üzerinde
Genellikle gün ışığında seçtiğim
Tıp tıp atıyor yüzümün kenarcığında
Saçlarım kapkalın geliyor elime.

Gündüzün, fakat tam gündüzün oluyor bu iş
Kirlerim, kirli kokularım bellıyken iyice
Soluyup dururken, birşeyler geçirirken aklımdan
Uzanıp kalıyorum ta pencerenin dibinde.

Yukarıyı düşünüyorum, bir aşağı katta oluşumdan
Dört duvar, bir buz dolabı, naylona benzer bir gök
Tüm o zehir gibiliği soğumus seylerin
Anlıyorum bir aşk akımıdır dolanıyor üstümde.

Durmadan aşklanıyorum fakat hep bu şekilde
Karanfiller benzer biçimde taze omzum, dizlerim, ayaklarım
Toplanıp gidiyor derken o çılgın fişek şey
Gün benzer biçimde parlıyor tırnaklarım.

Edip Cansever şiirleri 11

12. Bir Taş Atarsın

Bir taş atarsın, taş nereye düşerse
Ne olursa olsun bir köşebaşıdır
Bundan dolayı yüreğin daralmıştır ve kıştır
Kullanılmamış bir sicim gibidir soğuk
İşte bak her kestaneciye sapsarı bir köşebaşı kalmıştır.

Şimdi bir şamandıra denizin yüzünde
Durulmamış bir anı benzer biçimde kendini salmıştır.

İçimizde birbiriyle konuşan yaprak bolluğu
Yalnızlık bir başına kalmıştır.

Edip Cansever şiirleri 12

13. Ben Bu Kadar Değilim

Ben bu kadar değilim
Kışlada ölü bir vakit
Bir güzel at durdukça masraf
Gittikçe basar tek tek güzel at durdukça
Askerim, benim ağzım kuşlardan.

Güneşi sormuyorum lekelenmiş dallardan
Dalları sormuyorum dallardan daha iyi
Yüzümü isterim bir süvari alayından
Ne yapsam isterim, fakat isterim
Bir birey bile değilim yalnızlıktan.

Bir birey bile değilim yalnızlıktan
Gözlerim ormanlara asılı
Ağaçlar, kırlar ve metropoller geçiyor kaputumdan
O denli geçiyorlar ki, yalnız duruyorum
Bir an bir yerde ölümü tanımazlığımdan.

Ben bu kadar değilim
Kışlada ölü bir vakit.

Edip Cansever şiirleri 13

14. Hiç bir Pul Hiç bir Zarfa Yakışmıyor

Hiç bir pul hiç bir zarfa yakışmıyor
Hiç bir zarf üçbeş satıra
Ne vakit yanyanayız işte öyleyse
Doyamıyoruz tenlerimizin bitmez tükenmez sorgusuna.

Bırakmak bırakılmak demeyelim
Durmadan yer değiştiriyor anlamlar da
Ben ki bir boşluk kadar büyümüşüm bundan dolayı
Sanki kış aylarında bir uçurumda.

Anlarım sedir ağacının dilinden
Ve usta bir aslan terbiyecisinin ruhundan da
Asla anlamaz olur muyum öpüşünü de kalbimi
O öpen sensen bir de dalgaları çekiştiren bir kız çocuğuyla.

Hepsini biliyorum, tüm bunlar kafamda
Tamamı de asla kımıldamayan bir duman benzer biçimde havada.

Edip Cansever şiirleri 14

15. İnfilak

Ben gidince hüzünler bırakırım
Bu senin yaşadığındır
Bir ev sıkılır kadınlardaki
Bir erkek sıkılır kadınlardaki
Seni sevmek bu kadar mı
O benim yaşadığımdır.

Bazan da bir yerde kuşlar vardır
Ne uçmak, ne görünmek için
Bir karanfil pencereyi deler
Bir kapı kendiliğinden kapanır
İstesek sevişirdik, fakat olmadı
Hepimiz değil yaşayan acılardır.

Gitsem de her yerde birazcık vardır
Hatırda zamansız bir plak
Bir otel kapısı, birazcık istasyon
Vardır o seninle beraber olmak
Buluşur oldukça uzaktan ellerimiz
Ve iyi mi göz gözeyiz aniden bir infilak.

YAZAR BİLGİSİ
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Kadın Günü | Sorun Ne? | Kremler | Bilimsel | Erzurum Haber | Lakaplar | Biyografi